8 Ekim 2008 Çarşamba
6 Ekim 2008 Pazartesi
BREZİLYA NAKIŞI HAVLU
6 Eylül 2008 Cumartesi
3 Haziran 2008 Salı
Gün ve ay isimleri nereden geliyor?
Tavla oynayanlar Farsça altıya kadar saymasını bilirler (yek, du, se, cihar, penç, şeş). Şimdi de yedi sayısını öğreniyoruz. Farsça yedi 'heft' dir (veya hefte). Yedi günlük 'hafta' ismi de buradan alınmıştır. Halen Türkçe'de kullandığımız gün isimlerinin kökenlerinin neler olduklarını biliyor musunuz?
Kaynak: Hürriyet-->
Klavyeden çıkarılabilecek değişik semboller
Örneğin; ® için Alt tuşu basılı haldeyken sırayla 169 tuşlarına basarsak bu sembolü kullanabiliriz...
® = Alt + 169
© = Alt + 0169
× = Alt + 0215§
= Alt + 789
╚ = Alt + 456
± = Alt + 753
ñ = Alt + 0753
Ÿ = Alt + 0159
ª = Alt + 0426
÷ = Alt + 0759
¸ = Alt + 759
¬ = Alt + 426
« = Alt + 174
= Alt + 124
é = Alt + 130
€ = Alt + 0128
â = Alt + 131
ƒ = Alt + 0131
ä = Alt + 132
„ = Alt + 0132
à = Alt + 133
ã = Alt + 198
… = Alt + 0133
å = Alt + 134
† = Alt + 0134
‡ = Alt + 135
ê = Alt + 136
ˆ = Alt + 0136
ë = Alt + 137
‰ = Alt + 0137
è = Alt + 138
Š = Alt + 0138
ï = Alt + 139
‹ = Alt + 0139
î = Alt + 140
Œ = Alt + 0140
Ä = Alt + 142
Å = Alt + 143
É = Alt + 144
æ = Alt + 145
' = Alt + 0145
Æ = Alt + 146
ô = Alt + 147
" = Alt + 0147
" = Alt + 0148
ò = Alt + 149
• = Alt + 0149
û = Alt + 150
– = Alt + 0150
ù = Alt + 151
— = Alt + 0151
˜ = Alt + 0152
™ = Alt + 0153
š = Alt + 0154
ø = Alt + 155
› = Alt + 0155
£ = Alt + 156
œ = Alt + 0156
Ø = Alt + 157
í = Alt + 161
ó = Alt + 162
¢ = Alt + 0162
¤ = Alt + 0164
Ñ = Alt + 165
¥ = Alt + 0165
¦ = Alt + 0166
¿ = Alt + 168
¨ = Alt + 0168
½ = Alt + 171
¾ = Alt + 0190
¼ = Alt + 172
¹ = Alt + 251
³ = Alt + 252
² = Alt + 253
´ = Alt + 0180
 = Alt + 0194
à = Alt + 0195
Ä = Alt + 0196
Æ = Alt + 0198
Ê = Alt + 0202
Î = Alt + 0206
Ï = Alt + 0207
Ñ = Alt + 0209
Ó = Alt + 0211
Ô = Alt + 0212
Õ = Alt + 0213
Ù = Alt + 0217
Ú = Alt + 0218
Û = Alt + 0219
à = Alt + 0224
á = Alt + 0225
ß = Alt + 225
å = Alt + 0229
µ = Alt + 230
ì = Alt + 236
ÿ = Alt + 237
¶ = Alt + 244
• = Alt + 250
Kaynak: ataturksitesi.com-->
1 Haziran 2008 Pazar
GÜVENLİ İNTERNET BANKACILIĞI
İnternet Bankacılığı, bankacılık hizmetlerinin internet üzerinden sunulduğu bir alternatif dağıtım kanalıdır. Türkiye'de bugün internet bankacılığı, herhangi bir banka şubesinin size sağlayacağı hizmetlerin hemen hepsinden, dünyanın neresinde olursanız olun, zaman ve mekandan bağımsız olarak çabuk ve kolayca yararlanmanızı sağlamaktadır. İnternet bankacılığını 24 saat, internet erişimine sahip herhangi bir bilgisayar aracılığıyla dünyanın her yerinden kullanabilirsiniz. İnternet bankacılığının sağladığı faydalar şöyle özetlenebilir:
Hızlı ve kesintisiz bankacılık işlemleri,
Şubeye gitmeden, sıra beklemeden kolay bankacılık işlemleri,
Görerek ve seçerek bankacılık işlemi yapabilmek,
Detaylı rapor ve bilgi alabilmek,
Çok çeşitli bankacılık ürünlerini görerek bu ürünlerden faydalanabilmek,
Bankacılık işlemlerini çok daha ucuza yapabilmek,
İşlemlerin banka personeli tarafından dahi görülememesi nedeniyle, gizli ve güvenli bankacılık.
İnternet bankacılığı ile yapılan işlemler siz müşterilerimize sağladığı kolaylık ve avantajların yanısıra bankalar için de verimlilik ve maliyet tasarrufu sağlamaktadır.
Türkiye Bankalar Birliği, bankalar ve müşteriler açısından oldukça önemli bir işleve sahip olan internet bankacılığı işlemlerinde, olası dolandırıcılık eylemlerine karşı bilgi işlem güvenliğine özel bir önem vermektedir. Bu çerçevede; müşterilerimizin bilgilendirilmesi açısından aşağıdaki açıklamaların yapılmasında fayda görülmektedir.
Güvenliğiniz için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi tavsiye edilmektedir:
Kimlik ve kişisel finansal bilgilerinizi isteyen e-postalar konusunda dikkatli olun.
Kişisel bilgilerinizin talep edildiği bu tür e-postaları kesinlikle doldurmayın.
Bankalar tarafından size verilen müşteri numarası, parola ve şifre bilgilerini üçüncü şahıslarla kesinlikle paylaşmayın.
Banka ve ticari kurumlardan gelmiş gibi gösterilen ve sizden şifre, kullanıcı adı, müşteri numarası, kredi kartı numarası, kimlik numarası gibi bilgileri talep eden e-postalara itibar etmeyin.
Bankalar e-posta yoluyla hiç bir şekilde müşterilerin kişisel bilgilerini istememektedir.
Bankalar, e-posta yoluyla hiç bir şekilde şifre işlemleri yaptırmamaktadır.
E-postalarda bulunan linkler ile e-postalar içerisinde yönlendirildiğiniz linklere girmeyin.
Kredi kartınızı kullandığınız ya da kişisel bilgilerinizi yazdığınız bilgisayarın güvenli olmasına dikkat edin (Kullandığınız web sitesi http:// yerine https:// olmalıdır).
Phishing web sitesi sahtekarlıklarına karşı uyarılmak için bilgisayarınıza İnternet'ten uyarıcı bir web tarayıcısı yükleyebilirsiniz (http://www.earthlink.net/earthlinktoolbar İnternet'ten ücretsiz olarak yüklenebilen bir tarayıcıdır).
Düzenli olarak çevrimiçi hesaplarınızı kontrol edin, aylık kontrolü beklemeyin.
Her hesap numaranız için farklı bir şifre belirleyin.
Hesap numaranızın ve kimlik numaranızın yazılı olduğu materyalleri saklamayın, yok edin.
Banka hesabınızı, kredi kartlarınızı ve banka kartlarının ekstrelerini düzenli kontrol edin, şüpheli gördüğünüz durumlarda bankanız ile irtibata geçin.
İnternet tarayıcınızın güncel olduğunu ve tüm güvenlik ayarlarının yüklendiğini kontrol edin. Microsoft Internet Explorer kullanıyorsanız, Microsoft Security ana sayfasından http://www.microsoft.com/security/'den konu ile ilgili özel güvenlik ayarlarını yükleyin.
Bilgisayarınızda güncel bir virüs koruma programı olmasına dikkat edin.
Güvenlik duvarı (firewall) kullanımı güvenliğinizi artıracaktır.
İnternet bankacılık işlemlerinizi güvenliğinden emin olmadığınız bilgisayarlardan yapmayın. Bu amaçla internet kafe gibi umuma açık yerlerdeki bilgisayarların kullanılmaması tavsiye edilir.
PHISHING (OLTA) SALDIRILARI
Son günlerde çeşitli banka ve finans kurumları tarafından gönderilmiş gibi görünen, acil ve çok önemli konular içeriyormuş gibi duran sahte e-postalar internette yayılmaktadır. Bu e-postalarda verilen linkler aracılığı ile banka müşterilerinden, kart bilgileri, kart şifreleri, internet şubesi şifreleri ve kişisel bilgileri istenmektedir. Bu eylem açık bir dolandırıcılık girişimidir. Kesinlikle bu tür e-postalara yanıt vermeyin veya istenen bilgileri girmeyin. Bankalar, e-posta yoluyla hiç bir şekilde şifre işlemleri yaptırmamaktadır, müşterilerin gizli kişisel bilgilerini istememektedir.
Bu dolandırıcılık saldırılarından korunmak için ayrıca şu noktalara dikkat edin:
Size gönderilen e-posta'nın kimden geldiğinden ve doğruluğundan mutlaka emin olun.
Tanımadığınız kişi ya da kurumlardan gönderilen e-postaların içerisinde bulunan linkleri tıklamayın, ekleri bilgisayarınıza yüklemeyin.
Elektronik posta aracılığıyla veya başka bir ortamda sunulan web sayfa linklerini kullanmayın.
Erişmek istediğiniz web sayfasının adresini tarayıcınızın adres satırına kendiniz yazın.
Sadece sayılardan oluşan web adresi ile karşılaşırsanız dikkatli olun, çoğu kurum ya da kuruluş web adresi olarak isim kullanmaktadır.
Bir bankaya ait internet bankacılığı şifresi başka bir kişi tarafından ele geçirilen ve 2 ayrı hesabındaki 20 bin 146 YTL'si çekilen hesap sahibi, gerekli güvenliği sağlamadığı iddiasıyla zararının tahsili için banka aleyhinde dava açtı.
Davayı görüşen Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dilekçe sunan bankanın avukatı, hesap sahibinin kişisel bilgisayarının güvenliğini sağlamadığını, şifrenin girilmesinde sanal klavye kullanmadığını, havale işlemlerini sınırlayan parola kullanımını aktif hale getirmediğini öne sürerek, şifresini başkalarının ele geçirmesinde kusurlu olduğu yönünde savunma verdi.
SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ İÇİN LÜTFEN DUYARLI OLALIM
CNN hakaretlerle dolu Hz. Muhammed(s.a.v) karikatürünü ankete sundu.
Amerika'dan yayin yapan CNN Haber kanali internet sitesi Hz.Muhammed (s.a.v) karikatürünü ankete açti.
Televizyon internet sitesinden gelen evet ya da hayir oylarina göre bu karikatürü yayinlayip yayinlamama karari alacak.
Değerli kardeşlerim Ankete katılalım ve bunu arkadaslarimiza da duyurarak geregini yapalim.
Bu hepimizin bir vazifesidir. Bunu O'na saygimizin ve sevgimizin bir göstergesi olarak düsünelim ve gerekli cevabi verelim bu sadece bir baslangiçtir. Tepkimiz bence agir olma li ki bir daha böyle bir seye yeltenmesinler.
CNN'in internet sitesine asagidaki adresten ulasip oyunuzu kullanabilirsiniz.
http://edition.cnn.com/2006/WORLD/europe/02/02/cartoons.wrap/index.html
Buraya girin ve sag tarafta 2. oylama kutusu QUICKVOTE yazan yer [ No ] seçenegini işaretleyin ve tiklayin. bu kadar...
Lütfen, herkese duyuralım.
“Sizden bir kötülüğü gören, onu eliyle düzeltsin, gücü yetmezse diliyle düzeltsin, buna da gücü yetmezse kalbi ile buğzetsin, ama bu imanın en zayıfıdır.' HADİS
SANKİ ORADAYIM
Arkadaşlar sizlere bir site tanitimi yapacağım.Bir mekanı yada bir manzarayı canlı canlı görmek fotoğrafını görmekten daha heyecanlıdır her zaman.
Hollanda’da doğan ve yaşayan Ercan Gigi’nin sitesi burası.
Ziyaret ettiği tarihi mekanların fotoğraflarını kendisi çekiyor.Bursa camilerinden Topkapı sarayına,Mescidi Nebeviden İstanbulun tarihi köşklerine kadar bir çok seçkin mekanların fotoğraflarını çektikten sonra kendi geliştirdiği bir program sayesinde bu fotoğrafları mausla 360 derece dönüp seyredilen bir bilgisayar programı halıne getirmiş.Seyretmek çok heyecan verici.Herkese tavsiye ederim.Ben bir çok görüntüyü bilgisayarıma indirdim.Ama benim favorim SultanAhmet Camii minaresinden boğaz manzarası.Görüntüler 5 saniye içinde otomatik olarak dönmeye başlıyor.Başlıyorsunuz boğazı turlamaya.Aşağıdaki linke tıklayarak seyre başlayabilirsiniz.
30 Mayıs 2008 Cuma
Google Pagerank™ (Pr) Nedir?
Arama Motorunu programlayanlar eğer bir site dışarıdan çok link (ilişim) alıyorsa bu sitenin içeriği iyidir düşüncesi ile kodları yazdıklarından arama siteleri de genelde bu düşünceye göre siteleri sıralarlar. Google da aynı düşunce ile kodlanmış bir arama motorudur. Google açısından PageRank da burada devreye girer, çünkü bir siteye verilen linklerin analizinden sonra o site için oluşturulmuş bir değerdir bu. Ancak sadece link almak yeteli değildir, nasıl link aldığınız da önemlidir, yani tabiî ki bu linklerin içeriğinde bulunan anahtar kelimelerin de büyük bir anlamı vardır. Mesela [ Gazete Alemi] ile link verirseniz siteniz [ Gazete Alemi ] sıralamasında üstte yer alır, ancak [ Gazeteler ] diye ilişim verirseniz linkiniz de buna karşılık [ Gazeteler ] anahtar kelimesinde yer alır.
Sonra site içeriğinde bulunan ve linklerde kullanılmış anahtar kelimeler ile bu PageRank verisi birleştirilerek sitenizin Google aramalarınsa sırası belirlenir.
Şimdi hemen aklınıza bir sürü siteye linkinizi yerleştirmek bedava alanlara bir sürü link sayfası koymak gelebilir. Google arama motorunu kod yazıcıları bunları önceden düşünmüşlerdir. Belli bir PageRank değerine ulaşmayan sitelerden aldığınız linkler sitenizin PageRank değerini artırmaz. Yani link aldığınız sitenin PageRank değeri ne kadar yüksek ise sizin sitenize de o kadar etki yapar. PageRank 3 ve altındaki sitelerden aldığınız linkler fazla işe yaramaz.
Mesela 10.000 tane pr0 yada pr1 siteden ilişim almaktansa 1 tane pr4 siteden link almak daha iyidir.
Yada 10 tane pr4 siteden link almaktansa bir tane pr5 siteden link almak daha iyidir. 50 tane pr4 siteden link almaktansa bir tane pr6 siteden link almak daha iyidir.
Yani özetle yüksek PR sahibi sitelerden link almak daha iyidir.
Bu durumda bunun ticaretini yapan siteler de türemiştir tabiî ki. Bunların PR değerlerine kanarak hemen reklâm vermeyiniz!
Çünkü Google bunu da önceden düşünmüş ve "Natural Linkling" ile "Unnatural Linking" diye linkleri de ikiye ayırmıştır.
Yani siz ne kadar para verseniz verin eğer reklam verdiğiniz site sahibi sizin linkinizi düzgün yerleştirmez ise, rengarenk tablolar içerisinde ve bir köşede yerleştirirse (Örneğin iyinet.com reklam alanı), yani işte bunlar da linktir diye sıralar ise, bu linkler bir metin içerisinde bulunan linklerden daha az etki yapacaktır. Ayrıca verilen linklerin sayfa düzenine oturması gerekir, çünkü Google üstelik sayfa içerisinde bulunan taglar ile de ilgilenir ve bu sayede bu linkler "unnatural" ( yani doğal değil, paralı veya istek üzerine) diye karar verebilir bu yazı içerisinde kullandığımız [ Gazeteler ] linkini bu şekilde örnek alabilirsiniz. Bu linkin etkisi Google sıralamasında daha etkili olacaktır. Veya yanda bulunan PageRank içerikli ilişimler (linkler) de bu yazıda bulunan konu ile ilgili olduğundan yine öylesine bir sayfada listelenmiş ve konu ile alakasız olanlardan daha etkili olacaktır.
2008 Türkçe Olimpiyatları
BU LİNKİ TIKLIYARAK MUHTEŞEM GÖRÜNTÜLER İZLEYEBİLİRSİNİZ.DÜNYANİN 110 ÜLKESİNDEN GELEN ÇOCUKLARIN MUHTEŞEM TÜRKÇE ŞİİR VE ŞARKILAR OKUMASI ÇOKK GURUR VERİCİ .HERKESE TAVSİYE EDERİM.VAKTİN NASIL GEÇTİĞİNİ ANLAYAMIYORSUNUZ.HELE SOL YANIM ACIYOR ANNE ŞİİRİ YÜREK SIZLATIYOR.
http://video.google.com/videoplay?docid=-4679925717430757151&q=türkce%20olimpiyatlar&hl=tr
BU LİNKTEDE BOSNA HERSEKLİ BİR ÖĞRENCİNİN OKUDUĞU SEN GELMEZ OLDUN İSİMLİ ŞARKI VAR
29 Mayıs 2008 Perşembe
İSTANBUL'UN FETİH YILDÖNÜMÜ
İstanbul'un Fethi Konulu güzel sözler
* İstanbul muhakkak fetholunacaktır. Bunu gerçekleştirecek ordunun kumandanı ne mutlu kumandan ve askeri ne mutlu askerdir. (Hz. Muhammed)* İki büyük cihanın kesinti noktasında, Türk vatanının ziyneti, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstanbul, bütün vatandaşların kalbinde yeri olan şehirdir. (Atatürk) * Dünyaya son kere bakacaksın deseler, bu bakışı İstanbul’un Çamlıca’sından isterdim. (Lamartine) * Ya İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni. (Fatih Sultan Mehmet)
28 Mayıs 2008 Çarşamba
DÜŞÜK TANSİYON
Karaciğer yağlanmasına karşı PROF. DR.İbrahim Saraçoğlunun önerdiği maydanoz-limon kürünü 3-4 günde 1 kez uygulayarak devam etmeyi deneyebilirler. Buna rağmen tansiyon düşmesi şikayeti devam ediyorsa kürü uygulamamaları gerekir.
Not: Hekim kontrol ve önerilerini ihmal etmeyiniz.
Nar suyu tansiyon düşüklüğüne neden olan çok sayıda etkin madde içermektedir. Düşük tansiyonlu iseniz, nar suyu içtiğinizde dikkat ediniz, en geç yarım saat içerisinde tansiyonunuzun daha da düştüğünü ve yorgunluğunuzun arttığını ve bitkinlik yaşadığınızı hayretle göreceksiniz. Düşük tansiyonlular nar suyunu içtikten kısa bir süre sonra bitkin olurlar ve uzanmak ihtiyacı hissederler.
Bu kural taze sıkılmış veya hazır paketlenmiş nar suları için de geçerlidir.
26 Mayıs 2008 Pazartesi
SINAVLAR YAKLAŞIRKEN
Sınava girmeden önce heyecanlanmaya başladığınızı fark ettiğinizde, diğer öğrencilerin de bunu yaşadığını ve bunun doğal olduğunu, hatta sınavda başarılı olabilmek için bu heyecanın gerekli olduğunu unutmayınız.
Yapılan bilimsel çalışmalar, algılamayı arttıran ve hafızayı güçlendiren bazı besinlerin olduğunu ortaya koymuştur: Avokado, havuç, ısırgan otu, yaban mersini, limon, balık, etler, yağlı tohumlar (fındık, yerfıstığı, badem ve ceviz), yumurta, süt, yoğurt, kepekli tahıllar ve pekmez gibi.
· Yatma ve kalkma saatlerinizin düzenli olmasına özen gösteriniz. Günde 8 saat kadar uyumaya çalışınız.
· Sınava gireceğiniz okulu hatta sınav salonunu önceden mutlaka görünüz.
· Sınavdan önceki akşam ılık bir duş alınız. Aynı zamanda uyumanızı kolaylaştıracaktır.
· Sınava giderken rahat ve hava koşullarına uygun kıyafetler giymeye özen gösteriniz.
· Geçmişteki başarısızlıklarınızı asla aklınıza getirmeyin, olumsuz düşünmeyiniz.
SINAVA YAKLAŞIRKEN
· Çok önemli bir sınırda olunabilir, kabul. Ancak panik yapmaya gerek yok, dünyanın sonu gelmemektedir.
· Gelecekte kişiyi bekleyen yaşantıda öncelik yine hep “sağlık” olacaktır. Sağlıklı bir yaşamın temeli yeterli ve dengeli beslenmekten geçmektedir.
· Beslenme, beyin gelişimi ve hafızayı etkilemektedir. İnsan hafızası, zekası ve konsantrasyonu üzerine etkisi büyüktür. Amaç asla “karın doyurmak” olmamalıdır.
· Besin çeşitliliğine önem verilmeli, tek tip beslenmekten kaçınılmalıdır.
· Düzenli olarak kahvaltı yapma alışkanlığı kazanmalı ve asla öğün atlanmamalıdır.
· Dışarıda ve açıkta satılan besinleri sindirim rahatsızlıkları ve zehirlenmeye yol açmaması adına tercih edilmemelidir.
· Haftada 2-3 kere balık yemeye özen gösteriniz (özellikle sardalye ve ton balığı).
SINAVA BİR GÜN KALA
· Erken saatlerde iyi bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır.
· Temiz havada yürüyüş yapılmalıdır.
· Eve gelince meyve gibi küçük bir ara öğün alınmalıdır.
· Asla ders notlarına bakıp tekrar yapılmamalı, hafif bir müzik eşliğinde dinlenilmelidir.
· Etli sebze yemeği, yoğurt, ekmek, salata gibi çeşitli besin gruplarının yer aldığı öğle yemeğinin ardından balık tutmak gibi bir hobi ile uğraşmak, arkadaşlarla gezmek veya sosyal bir aktivite keyif verici olabilir. Asla son gün eve kapanmayınız.
· Günler de uzadığı için ikindi vakti sandviç ve ayran, dondurma, tost ve taze sıkılmış meyve suyu gibi bir ara öğün almayı ihmal etmeyiniz.
· Akşam ızgara, buğulama veya fırında balık, bol yeşillik ve ekmek şeklinde bir yemek yiyerek dinlenmek, yatmadan ise muz ile süt, çilek ile yoğurt gibi ara öğün almak son derece sağlıklı ve dengeli olacaktır.
· Kurubaklagiller gibi gaz yapan besinlerden kaçınılmalıdır.
SINAV SABAHI
· Kahvaltı mutlaka evde yapılmalıdır, poğaça veya tost ile geçiştirmek önerilmemektedir.
· Çay, kahve, kola gibi kafeinli içecekler yerine, kuşburnu, ıhlamur, adaçayı gibi bitki çayları veya taze sıkılmış meyve suları tercih edilmelidir.
· Yumurta, peynir, zeytin, pekmez, ceviz, esmer ekmek, domates, salatalık, yeşil biber, maydanoz veya taze ya da kuru meyveden oluşan zengin bir kahvaltı gayet uygun olacaktır.
· Alışık olunmayan bir besin denenmemelidir.
· Şekerli, yağlı ve aşırı tuzlu besinlerden kaçınılmalıdır.
· Kan şekerinizde dalgalanma yaratmaması için, sınav öncesi kesinlikle şeker ve şekerli bir besin (örnek olarak; çikolata) tüketilmemelidir.
· Sınav esnasında yanınızda mutlaka su, kuru meyve, kağıt mendil, yumuşak uçlu 2 adet kalem, kalemtraş, silgi, sınava giriş belgesi, fotoğraflı bir kimlik ve saat bulundurunuz.
· İnanmak başarmanın yarısıdır. Asla karamsar olmayınız.
bunlarda benim yağlıboya resim çalişmalarım
24 Mayıs 2008 Cumartesi
Ciltteki Kırışıklıklar
«Yiyiniz İçiniz İsraf Etmeyiniz
Hürriyet Gazetesi» -->
Şişli'deki bir dürümcünün reklam broşüründen harfi harfine aktarılmıştır...
Şişli'deki bir dürümcünün reklam broşüründen harfi harfine aktarılmıştır...Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir.Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapançıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir. İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolestrol yaptığı palavradır. Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur. Sakın bu oyuna düşmeyin.Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş,sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir.Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb.Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir. Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye birşey yoktur. Bu sözde mutfak, acaip zerzevat ile acaip mahlukatın,wog adı verilen bir tencerede yarı pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yemeyin. Helal değildir!
Unutmayın su uyur, düşman uyumaz!
21 Mayıs 2008 Çarşamba
13 Mayıs 2008 Salı
9 Mayıs 2008 Cuma
tüm annelerin anneler günü kutlu olsun
İşte söze gerek bırakmayan, 'en güncel' anneler günü çizimleri...
7 Mayıs 2008 Çarşamba
GENÇLEŞTİRİCİ FORMÜL
Profesör Doktor İbrahim Saraçoğlu mucizevi etkileri olan sihirli formüller verdi. Canlı yayında tariflerini açıklayan Saraçoğlu gençleştirici kremden, sperm artırıcı formüle, sigara içerken etkilerini yok eden karışımdan zayıflama formülüne kadar bir çok derde deva olacak doğal bitkileri anlattı. Bunları yazın ve bir kenarda saklayın.
İşte o formüller;
GENÇLEŞTİRİCİ FORMÜL;
Bu mucizevi karışım sizi genç ve zinde tutuyor.
Karışımı tüketmeye başladıktan 2 gün sonra etkisini görmeye başlıyorsunuz. Vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlayan karışım, karaciğer yağlanmasına karşı da mükemmel bir koruma sağlıyor.
GENÇLEŞTİRİCİ FORMÜL (MALZEMELER)
-15-16 sap maydanoz
-2 yemek kaşığı taze limon suyu
-Yarım bardak su
GENÇLEŞTİRİCİ FORMÜL (HAZIRLANIŞI)
Maydanoz, limon ve suyu karıştırıp blenderdan geçirin. Hazırladığınız bu karışımı sabah aç karnına kahvaltıdan 15-20 dakika önce için. 15 gün boyunca her sabah düzenli olarak tüketin. İkinci günden itibaren kendinizi daha dinç ve zinde hissedeceksiniz.
SPERM ARTICI FORMÜL
Bu formül sperm sayısında düşme olan erkekler için…
Hazırlanışı: 7-8 tane keçiboynuzunu kırıp yarım litre sıcak suya atarak 7-8 dakika kaynatın. Elde edilen suyu 3 ay boyunca düzenli olarak tüketin
MS FORMÜLÜ
MS hastaları ve MS’e karşı önleyici olan bitki Anadolu buğdayıdır. Yarım litre suya bir avuç buğday atılır ve 6-7 dakika haşlanır. Daha sonra ılımaya bırakıp yarısını sabah kahvaltısından sonra diğer yarısını da öğlen aç karnına içeceksiniz
Alzheimer için FORMÜL
Formülün temel maddesi havuç… Taze olarak sıkıp, gece yatmadan önce içmeniz öneriliyor. Alzheimer’in birinci evresinde ise o da ortadan kalkar. Alzheimer bir iki yılda değil en erken 15 yıl önce başlar ve ortaya çıktıktan sonra da geç kalmış olursunuz. Bunu önlemek istiyorsanız zaman zaman bu havuç suyunu içmelisiniz…
UNUTKANLIĞA MUCİZE FORMÜL
Bir ay taze sıkılmış havuç suyu uygulayacaksı
SÜPER ENERJİ FORMÜLÜ
Kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanı
Süper enerji formülü (MALZEMELER)
-Bildiğimiz siyah çay (Ancak çok demli olmayacak, açık olacak, poşet çay olmayacak)
-10-12 sap kuru karanfil
Süper enerji formülü (HAZIRLANIŞI)
Demlenmiş siyah çayın içine kuru karanfilleri atın. 2-3 dakika bekleyin ve karıştırıp için. İçtikten 10 dakika sonra saçınızın kökünde bile dahi kıpırdanmayı hissedeceksiniz. Yorgunluğunuzun buharlanıp gittiğini belirgin şekilde farkedeceksiniz. Dinçleştiren ve üzerinizdeki ağırlığı alan bir formül
Demleme çayın faydaları
Yeri gelmişken Profesörün verdiği bir önemli bilgiyi de aktaralım. Poşet çay yerine demleme çay kullanılmasını öneriyor. Şöyle anlatıyor; 4-5 dakika demlenmiş çay sindirim sistemini uyarır. Eğer bunu 8-10 dakika demlerseniz keyif veren ve rahatlatan bir etki verir. Ancak günde 4 bardaktan fazla çay kalp krizini tetikler. Çok fazla içilmesi de doğru değil.
Sigara içenlere özel formül
İnsanın kendi kendine vereceği en büyük ceza sigara içmesidir. Ancak, sigarayı bırakamıyor ve nikotin ihtiyacından kurtulamıyorsanı
Sigara içenlere özel formül
-Formülün temeli TERE OTU…
Ayda 5 kez bunu yapacaksınız. 5 gün üst üste yaptıktan sonra diğer aya kadar bir daha tüketmeyeceksiniz. Yapmanız gereken şu; 5 gün boyunca her gün bir bağ tere otu yemek. Ancak salataya katmadan, saf olarak tüketeceksiniz. Öğlene kadar yarısını, öğleden sonra diğer yarısını yiyeceksiniz
Sigara içenlere özel formül
Bu kürü uygularken idrara çıkıldığında yanma hissedilebilir. Bu zararlı bir şey değil. Bu ot aynı zamanda idrar yollarını da temizliyor. Formülü uygulamaya başladıktan sonra 2 veya 3. günde balgam çıkartmaya başlıyorsunuz. (Ayda 5 kez uygulanıp bırakılacak, unutmayın)
Dereotu mucizesi
Profesör Saraçoğlu, “Ben bunu bulduğumda heyecanımdan günlerce uyku uyuyamadım” diyor… Ne mi o? Tiroidin hızlı ya da az çalışması durumunda dereotu çok etkilidir. 3 ay boyunca bir yemek kaşığı dereotu sabah, öğle ve akşam öğünlerinden 15 dakika önce tüketilecek. Bu konuda 5 ay sonra ilaçlarını bırakan hastaların oranı yüzde 90’dır.
Dereotu zayıflama mucizesi
Sofraya oturmadan 15 dakika önce bir yemek kaşığı dereotu yerseniz sofradan daha erken kalkarsınız. 10 dakika sonra tokluk hissi artacaktır. Daha az yemek yersiniz. Diyet yapanların özellikle yemesi gerekir. Açlık duygusuna fren yaptıran dereotudur. Hatta yemek arasında da yiyebilirsiniz. İştahınızın yavaş yavaş kalktığını görürsünüz. Göreceksiniz ki iştahınız daha erken kapanacak ve doygunluk duygunuz daha erken gelecektir.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu hakkında:
1949 doğumlu olan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, üniversitede aldığı kimya eğitiminden sonra, Avusturya Graz Teknik Üniversitesi’nde doktorasını yaptı. 1987’de doçent, 1994 yılında da profesör olan İbrahim Saraçoğlu, Karl Franz ve Viyana Teknik üniversitelerinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Saraçoğlu’nun 'Bitkilerdeki Sağlık Mucizesi', “Bitkisel Sağlık Rehberi ” isimli kitapları bulunmaktadır. (Bilgi: televizyongazetesi)
4 Mayıs 2008 Pazar
HAYIR ÇARŞISINDAN GÖRÜNTÜLER
Es-Seyyid Hulûsi Efendi Vakfı
Genel Merkezi Malatya’nın Darende ilçesinde olan Vakıf, kurulduğu 1986 yılının ilk günlerinden beri hizmet ve faaliyetlerine buradan yön vermektedir. Osman Hulûsi Efendi’nin arzu ettiği ve planladığı hizmetleri gerçekleştirmek, ebedileştirmek amacıyla kurulan Vakıf memleketin kalkınmasını ve toplumun aydınlanmasını kendine amaç edinmiştir.
Başkanlığını H. Hamidettin ATEŞ efendi’nin yürüttüğü vakfın K.Maraş, Kayseri, Elbistan, Karabük, Mersin, İstanbul, Ankara, Konya, Bursa, G. Antep, Osmaniye, İzmir, Sivas, Malatya, Tokat ve Amasya İllerinde olmak üzere toplam 16 Temsilciliği mevcuttur. Hizmet alanı ise Darende ağırlıklı, ama tüm Türkiye’yi kapsayan bir çizgidedir.
Her yıl düzenlenen el emeği göz nuru ürünlerin sergilenip satışa sunularak, elde edilen gelirin fakirlere yardım ve öğrencilere burs olarak dağıtıldığı kermesler bu yıl da devam ediyor.Bu görüntülerEs-Seyyid Hulûsi Efendi Vakfı yararına sakaryalı hayırsever hanımların el emegi göz nuru el işlerinin satıldığı kermes.Hayır çarşısı Sakarya eski valilik binasının yanında düzenlendi. El işleri görülmeye değerdi .Sizlerde görün istedim.Sakaryada oturan ve bu elişlerinden almak isteyenlere söyleyeyim fiyatlar oldukça cazip.Kermes 3 Mayısta açıldı .bir kaç gün daha açık kalacak.Acele edin derim .Benden söylemesi....
3 Mayıs 2008 Cumartesi
HAYATIMIZDA SUYUN ÖNEMİ
Prof Dr. Ayşe Baysal ile Suyun Önemi Hakkında
Su Zayıflama Diyetinizin Önemli Bir Öğesidir
Boya uygun beden ağırlığının korunması sağlıklı yaşamın temel koşullarındandır.Uygun beden ağırlığını belirlemede iki pratik kriterden biri Beden Kütle İndeksi (BKİ), diğeri bel çevresinin ölçümüdür. BKİ beden ağırlığının boy uzunluğunun metre karesine bölünmesiyle bulunur. (BKİ=Ağırlık (kg)/ boy2 (m)). Örnek, boyu 160 cm. olan bir bayanın ağırlığı 70 kg. ise BKİ=70/1.6x1.6=27-28 arası. BKİ 18.9- 24.9 arası sağlık yönünden uygun ağırlığın göstergesidir. BKİ 25-29.9 arası hafif şişman, 30 üstü sağlıksız şekilde şişman (obez) olarak değerlendirilir. Yağın bedenin karın-bel bölümünde birikmesi sağlık için daha tehlikeli olduğundan bel çevresinin erkekte 93, kadında 80 santimetreyi geçmemesi önerilir.
Boya uygun beden ağırlığını dengede tutmanın temel koşulu fiziksel aktiviteyi artırmak ve harcanan kadar enerjiyi içeren besin ve içecek tüketmektir.
Uygun Ağırlığı Korumada Suyun Önemi
Su organik olmadığından bedende yağa dönüşmez. Metabolizma sonucu oluşan atıkların bedenden dışarı atılmasına yardımcı olur. Su içildiğinde midede tokluk duygusu geliştiğinden yeme isteğini azaltır. Açlık duygusu oluştuğunda enerji değeri olan yiyecek, içecek atıştırma yerine su içmek daha olumlu bir davranıştır. Su, içerdiği kalsiyum, magnezyum gibi minerallerle sağlığın korunmasına yardımcı olur.
Uygun ağırlığın korunmasında beden hareketini artırmak zorunludur. Günümüzde obezite sorununun yaygınlaşmasında en önemli faktörlerden biri hareketsizlik, diğeri enerjisi yoğun yiyecek ve içecek tüketmektir. Beden hareketinin artması metabolizmayı hızlandırdığından bedenden su kaybını da artırır. Kaybolan suyu yerine koymak için hareketli bireyler daha çok su içmek zorundadırlar.
Günlük yaşamında mümkün olduğu kadar az oturan, daha çok hareket eden, susadığı zaman meşrubat yerine su içen, yemeklerde tatlı yerine sebze salatası yiyen, üç öğün dengeli beslenen, aralarda şekerli unlu yiyecek yerine su içen insanlar arasında şişmanlık fazla görülmez.
Zayıflama Diyetinde Suyun Önemi
Uzun süre harcanandan çok enerji alımı şişmanlıkla sonuçlanır. Şişmanlık estetik yönünden daha çok sağlığı olumsuz etkilediğinden şişman bireyin uygun ağırlığına inmesi gerekmektedir. Şişmanlık kısa sürede oluşmadığına göre enerji değeri yüksek yağlı, şekerli, unlu besinler sınırlanarak ve beden hareketi artırılarak haftada 0.5-1.0 kg zayıflamak mümkündür. Beden hareketi arttığı için su ihtiyacı da artar. Günlük 2.5 litre su alımı gerekir. Zayıflamak isteyen birey yürüyüş gibi fiziksel aktivite sırasında yanında su şişesi bulundurmalı, susama isteği olmasa bile su içmelidir.Mineral içeriği yüksek maden suyu iyi bir seçenektir. Düşük enerjili diyetle alınan maden suyu kalsiyum ve magnezyum gibi önemli minerallere olan gereksinmenin karşılanmasına yardımcı olur.
Zayıflamak isteyen bireyler şeker içeren meşrubat içmemelidirler. Bu içeceklerin 1 litresi yaklaşık 400 kalorilik enerji sağlar. Şekersiz çay, diyet kola gibi içeceklerin çok tüketilmesi de sakıncalıdır. Bunların içindeki kafein bedenden kalsiyum atımını artırarak, uzun dönemde kemiğin zayıflamasına neden olabilir.Nane, kekik, portakal, elma, kuşburnu, ıhlamur gibi bitki çayları zayıflama diyetleri için uygundur. Bu tür içecekler kahvaltıda, yemek sırasında ve sonrasında içilebilir. Hareket halindeki insan yanında taşıdığı su şişesinden su ihtiyacını kolayca karşılayabilir. Bitki çayları da şeker katılmadan içilmelidir.
Yemek öncesi ve sırasında içilen su mideyi doldurduğundan açlık duygusunu bastırır ve bireyin daha az yemesine yardımcı olur.
İnsan susamadan su içmesini öğrenmelidir. Bazı zamanlarda susama duygusunun gelişmesi gecikir. Yanında sürekli su bulunduran birey susamadan da su içmeye alışabilir.Bazıları zayıflama diyetlerinde ılık su içilmesini önerirler. İçilen suyun sıcaklık derecesi bireyin tercihine bağlıdır. Bazıları soğutucudan yeni çıkmış soğuk suyu, bazıları ise oda sıcaklığındaki suyu sever. Hareket halinde genelde ortam sıcaklığındaki su içilir. Çok soğuk su bazı bireylerde sindirim aygıtında rahatsızlıklara neden olabildiğinden tercih edilmez.
Zayıflama diyetinde besin alımının azalmasına bağlı olarak kabızlık görülebilir. Bu gibi durumda birey yatağının başında su bulundurarak yataktan kalkınca içebilir. Bu uygulama bağırsak hareketini artırır.
Suyun yemek sırasında ya da aralarda içilmesi farketmez. Sabah saat 07.00’den gece 23.00’e kadar olan zaman diliminde 2’şer saat ara ile bir bardak su içilmesi günlük su ihtiyacını karşılar.
Sıcak ortamda, beden hareketinin arttığı durumlarda daha sık aralıklarla su içilmesi gerekir.
Su zayıflama diyetinin önemli bir öğesidir. Gerektiği kadar yemek, hareketli olmak ve yeterli su içmek formun korunmasında en uygun davranıştır.
2 Mayıs 2008 Cuma
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu'ndan gençlik kürü
Maydanoz Kürü
Kökleri hariç, saplarıyla birlikte 15-20 tane taze maydanozu havanda iyice ezin, üzerine yarım limon sıkın İyice karıştırdıktan sonra sabah kahvaltısından yarım saat önce aç karnına tüketin, üzerine bir bardak su için.
On beş gün ara vermeden her sabah bu kürü uygulayın. Sonra bir hafta ara verin. Bir hafta aradan sonra tekrar on beş gün aynı şekilde kürü uygulayın. Dört-beş ay sonra duruma göre bu kürü aynı şekilde tekrar edebilirsiniz.
----------------------------------- Daha önce uyguladığı taze sıkılmış havuç kürü ile Alzheimer’ı yüzde 30 oranında iyileştiren, depresyona karşı ıspanak kürü öneren, prostat ve üriner sistem için brokoli kürünü tavsiye eden Prof. İbrahim Saraçoğlu, ‘gençlik’ için ‘maydanoz ve beyaz lahana kürü’ hazırladı. Bitkilerin barındırdığı ve insan sağlığını etkileyen aktif maddeler üzerinde yaptığı çalışmaları uluslararası alanda kabul gören Profesör İbrahim Saraçoğlu, genç görünmek, zinde ve dinç olmak, cildinize canlılık, güzellik ve tazelik kazandırmak, vücudunuzdan toksin atmak, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek enfeksiyonlara karşı vücudunuzun direncini artırmak, dolaşım bozukluğu yaşamadan bir miktar kilo vermek, hatta ruh sağlığınızı güçlendirmek için Tempo okurları için özel iki kür hazırladı. Profesör Saraçoğlu, maydanoz ve beyaz lahananın etkilerini yazdıktan sonra biran durup düşünmek zorunda kaldığını, bu kadar çok çarpıcı özelliğin bir arada olmasının okuyucuya abartılı gelebileceğini söylüyor. Saraçoğlu, maydanoz ve beyaz lahananın özelliklerini alt alta sıraladığında bu endişesinin yersiz olduğuna inandığını da dile getiriyor. Gençlik formülünün yer aldığı bu dosyada İbrahim Saraçoğlu’nun maydanoz ve beyaz lahana kürünün yanında, Avrupa Anti-Aging Derneği Başkan Yardımcısı Hasan İnsel’in daha genç kalmak için uyulması gerekli altı altın kuralı ve Amerikan Hastanesi Diyetisyeni Tuğçe Aytulu’nun, daha sağlıklı ve gençlik için gerekli besinleri içeren listesini bulabilirsiniz. Ancak, önemli bir noktayı hatırlatmakta yarar var. İbrahim Saraçoğlu’nun verdiği iki kürün herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yok. Eğer, bir rahatsızlığınız var ise doktora gitmelisiniz. Haberimizde yer alan kürleri ise destekleyici ve yardımcı tedavi olarak uygulayabilirsiniz.
Profesör İbrahim Saraçoğlu maydanoz kürünü anlatıyor
“Maydanoz yemek yetmez kürü uygulanmalı” Maydanozun, gençleştirme, cilt tazeliğinin, güzelliğinin geri kazanılmasında ve korunmasında rolü büyüktür. Maydanoz bu gücünü, içerdiği etkin maddelerin özellikle karaciğer metabolizması üzerindeki olumlu etkisinden ve tüm vücuttan yabancı kimyasal maddeleri (xenobiotica) atabilme özelliğinden alır. Sağlıksız çalışan karaciğer metabolizması, cildin yavaş yavaş tazeliğini, güzelliğini ve canlılığını yitirmesine ve kişinin yorgun görünmesine, diğer organlarının olumsuz etkilenmesine neden olur. ‘Maydanoz kürü’ vücudu yabancı kimyasallardan arındırır. Böylece karaciğerin sağlıklı çalışmasında etkin rol oynayarak kişinin daha genç, daha sağlıklı, dinç ve zinde olmasında etkili olur. Maydanoz, karaciğerde bulunan glutathione-S-transferaz (GST) enziminin aktivitesini yükseltir. GST enzimi, gerek besinler yoluyla gerekse de solum yoluyla aldığımız zararlı kimyasal maddeleri zararsız hale dönüştürür. Bu kürü uygulayanlar kısa zamanda çok başarılı sonuçlar alabilirler. Bunun nedeni, maydanozun insan metabolizması üzerindeki etkilerinin çok hızlı oluşmasıdır. Maydanoz, doğru şekilde uygulandığı taktirde mucize yaratan bir bitkidir. Yemeklerinizde veya salatanızda bolca maydanoz kullanmanızın bir beslenme şekli olduğunu, kesinlikle bir kür olmadığının bilinmesi gerekir. Çünkü, salatanın içindeki tuz, baharat ve ekşi (limon, sirke v.b.) maydanozun etkin maddeleri ile reaksiyona girerek istenilen sonucu almamıza engel olmaktadır. Kür, her bitkinin kendine özgü ve amaca uygun olarak hazırlanması ve kullanılmasıdır.
Günümüzde tükettiğimiz hiç bir besin saf değil. Tükettiğimiz et, sebze ve meyveler, içtiğimiz su, soluduğumuz hava kontamine (kirli) olmuş durumdadır. Kullanılan zirai ilaçlar, hormonlar, transgen tohumlar (genleri ile oynanmış tohumlar), besinlere ilave edilen koruyucu katkı maddeleri, fabrika bacalarından ve araçların motorlarından çıkan egzoz gazları, sonuçta hep insana geri dönen kontaminasyon (kirlilik) kaynaklarını oluşturmaktadır. Kimyasalların zamanla organlardaki birikimi hem hastalıklara karşı direnci zayıflatır hem de organ şikâyetlerinin daha erken ortaya çıkmasına neden olur.
- Nilüfer KAS http://www.tempodergisi.com.tr |
29 Nisan 2008 Salı
Sınav öncesi beslenme önerileri
| ||
Diyetisyenlere sıkça sorulan sorular
Bu çayların vücuttaki suyun atılmasını hızlandırıcı etkileri mevcuttur. Dolayısıyla kullanımları ile birlikte vücuttan fazla miktarda su idrarla dışarı atılacak ve bu durum zayıflama şeklinde algılanacaktır. Ancak şişmanlık; vücutta bulunan yağ miktarındaki artışı tanımlamaktadır. Halbuki bu tür çaylar vücuttaki suyu kaybettirmektedir. Su içildiğinde tekrar eski kiloya geri ulaşılmaktadır. Ayrıca zayıflama amaçlı kullanılan bu diüretik çaylar / otlar kalın bağırsakta bulunan “mikrovillüs” adı verilen tüycüklerin kısalmasına veya düzleşmesine yol açtığı için peristaltik hareketleri azaltmakta, yani kabızlığa yol açmaktadır. Kullanıma ara verildiği taktirde normal dışkılama gerçekleşmemekte, kişi tekrardan bu çaylarla dışarı çıkabilmektedir. Bu kısır döngüye girmemek adına, mümkünse hiç bulaşmamak daha iyi sonuçlar verecektir. Çözümü posalı (lifli) besinlerin tüketimine ağırlık vererek, bol su içerek ve hareket ederek sağlamak en doğal ve doğru yöntemdir.
Yağ hücrelerinin yoğun olduğu yerleri genetik yapı belirler. Dengeli bir diyet ve spor ile sorunlu bölgeleri eritmek / inceltmek mümkündür. Yalnız diyet yaparak, alınan enerji miktarını çok fazla kısıtlayarak kilo verme çabası, bedenin incelmesinden ziyade, yüzün çökmesi ile sonuçlanmaktadır. Sabırlı olmak şart. Ancak sorunlu bölge vücudun yapısından dolayı hiçbir zaman incecik olamamaktadır.
Sadece sebzelerle beslenmek yeterli protein alınamamasına ve vücuttaki kasların kısmen kaybına yol açar. Bu da metabolizma hızının düşmesine yani daha az enerji harcamamıza yol açar. Sonuçta aç kalınmasına rağmen kilo verilememektedir. Önerilen, farklı besin gruplarından çeşitlilik sağlayarak enerji açısından aşırıya kaçmadan beslenmek ve spor ile diyeti desteklemektir.
Yazın neler yiyelim ?
Kutu kola açma halkalarından çanta yapımı
www.lubarin.blogspot.com Bu çantayı nette gezerken bu sitede gördüm. İlgimi çekti sizlerle paylaşmak istedim.
Sitede daha ayrıntılı gösterilmiş.
Vitaminler erken ölüme yol açıyor
A, C ve E vitaminleri dahil olmak üzere, antioksidan takviyeler alan ve bu sayede kanseri kendilerinden uzak tuttuklarına inanan kişiler, vücutlarının doğal savunma sistemlerine zarar veriyor. 230 bin sağlıklı insan üzerinde yapılan 67 araştırmayı yeniden ele alan Kopenhag Üniversitesi’nden uzmanlar, “Antioksidanların yaşam beklentisini uzattığı yönünde ikna edici bir kanıta ulaşamadık. Hatta bazıları yüzde 16 oranında ölüm riskini artırıyor” dedi. İngiliz Sağlık Bakanlığı da insanların dengeli bir diyetle beslenerek ihtiyaçları olan vitaminleri almalarını ve yüksek dozlarda takviye alırken dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.
28 Nisan 2008 Pazartesi
Kilo verememenin sebepleri
Kilo verememenin pek çok nedeni var ama en önemlisi arzulanan kilo kaybının bir türlü sağlanamamasıdır. Eğer bir kilo kaybı programında yağlarınızdan istediğiniz hızda kurtulamıyorsanız bu yazıyı dikkatle okuyun. Mutsuz bir zayıflama yolcusu olmak istemiyorsanız anlatılanların sizinle ilgili olup olmadığına daha çok dikkat gösterin. Aklınıza takılan soruların çoğunun yanıtını da önceki başarısızlıklarınızın nedenlerini de bu yazıda bulabileceğinizi umuyorum.Hormonlar: Gizli kilo sabotajcılarıKilo yönetimi programına başlayan hastalarımıza neredeyse ezberletmeye çalıştığımız bir cümle var: Kilo kaybını değil yaşam tarzınızı değiştirmeyi hedefleyin. Eğer kilo kaybına odaklanırsanız ve hele bir de yağlardan kurtulmanın aynı hızda devam edeceğini sanırsanız bir süre sonra hayal kırıklığına uğrarsınız. Vücudunuz özenle biriktirdiği yağlarını kaybetmekten pek hoşlanmaz. Kilo almaya karşı herhangi bir direnç göstermeyen bedenimizin kilo kaybına gösterdiği tepki traji-komik bir davranıştır. Bu davranıştan "tutumlu genler"in sorumlu olduğunu daha önce yazmıştık. Buzul çağındaki uzun açlık dönemlerinde insan genlerinde oluşan değişikliklerin ürettiği bu tutumlu genler -herhangi bir açlık, kıtlık ihtimaline karşı- vücudun yağ kaybını engellemektedir. Vücudunuz bunu başaracak pek çok sistem ve kimyasalla donatılmıştır. İlk yanıtı tiroit bezi veriyorİlk yanıt tiroit hormonları aracılığıyla verilir. Siz kilo vermeye başlayınca bedeninizde üretilen T4 hormonunun T3 hormonuna dönüşmesi bozulmakta, bir tiroit hormonu yetersizliği ortaya çıkmaktadır. Tiroit hormonu yetersizliğinin daha yavaş çalışan, daha az enerji harcayan bir metabolik süreç oluşturduğunu yani metabolizmanızı tembelleştirdiğini daha önce de hatırlatmıştık. Kilo kaybı sürecinde bir süre sonra ortaya çıkan yavaşlamanın başka nedenleri de var. Bunların da çoğu hormonal savunma mekanizmalarıdır. Vücudunuz leptin, oreksin, ghrelin, insülin, kortizol gibi hormonları salgılama süreçlerinde yaptığı değişikliklerde yağ kaybını önlemeye çalışır. Kısacası eğer bir kilo kaybı süreci planlıyorsanız vücudunuzda şu veya bu şekilde yaşayacağınız metabolik ve hormonal bazı kavgalara hazır olmalısınız.Siz de mutsuz bir "kronik diyetçi" olmayın"Kilo kaybedemiyorum" diye üzülen hastaların yaptıkları en önemli yanlış, beslenme hatalarıdır. Kilo kaybı için uzun süre aç kalan, düzensiz yemek yiyen, besin dengelerini bozan diyetlerle metabolizmasını alt üst eden, bütün gün aç kalıp akşam saatlerinde sürekli buzdolabını ziyaret eden -hatta bu ziyaretlerini gece tatlı uykusunu bölerek sürdüren-, kilo vermeye çalışmasına rağmen hálá karbonhidratı fazla, şekerden zengin, besin yükü fazla besinler tüketerek, kafeinli içecekler ve diyet ürünlerle hipoglisemi nöbetlerini tetikleyen pek çok müzmin diyetçi(!) tanıdım. Her şeyi bildiklerini ve her yolu denediklerini ama kilo kaybını bir türlü beceremediklerini anlatırken bile ümitsiz ve yorgundular. Üzülerek belirtelim ki kronik diyetçilerin üretiminde onlar kadar yanlış diyet programlarının, ticari diyet merkezlerinin, kuşkulu diyet ürünlerinin, tehlikeli, zararlı ve etkisiz diyet haplarının ve bu işi sadece kazanç amacıyla yapan sözde uzmanların da rolü var. Sadece "yememek" işi çözmüyorVücudunuzun kilo kaybına direnmesinin ikinci önemli nedeni çok önemli bir şeyin, daha aktif bir yaşam tarzı geliştirme yani daha fazla bedensel egzersizin unutulmasıdır. Hareket sürenizin yoğunluk ve sıklığını artırmadan, vücudunuzu eskisinden daha çok kalori harcayan bir araç haline getirmeden yağ kaybını başarmanız, başarsanız bile bu başarıyı istediğiniz hıza ulaştırmanız, sürdürmeniz ya da korumanız pek mümkün olmaz. Bedensel aktivite yaktığı kalorilerin yanında istirahat metabolizma hızınızı da artırarak kilo kaybınızı destekleyecektir.Hastalıklar da kilo aldırabilirKilo kaybına neden olan sabotajcılar arasında bedensel sorunlar, hormonal-metabolik hastalıklar da vardır. Senelerdir kilo kaybına muvaffak olamayan "polikistik over sendrom"lu pek çok genç kız veya orta yaşlı hasta tanıdım. Gözden kaçmış tiroit bezi tembelliği (hipotiroidi) sorunu çözülmediği için kilo veremeyen çok sayıda hastam oldu. Glikoz tolerans bozukluğu düzeyine ulaşmış "hiper-insülinemi" yani aşırı insülin üretimi ve buna hücresel cevapsızlık problemi olan ve bu nedenle hipoglisemi-hiperglisemi dalgalanmaları yaşamaktan yorulan yorgun, bitkin, uykulu, unutkan, sinirli hastaları da bu gruba ekleyebilirsiniz.Orta yaş sınırını geçince kilolar artıyorOrta yaşlı erkeklerin veya menopoz dönemini yaşayan kadınların ortak problemlerinden biri de kilo kaybında yaşanan zorlanmalardır. Bahara girerken kış aylarında biriktirdiği 23 kiloluk kayıpları, eskiden 23 haftalık diyetler ve hafif aktivite artışlarıyla çözümlerken şimdi zorlanan 45-50 yaş kuşağı hastaların hikáyesini kilo sorununun çözümüyle uğraşan hekimlerin hepsi iyi bilir. Burada erkeklerde testosteron hormonunun kadınlarda östrojen ve diğer hormonların azalması kilo direncinin başlıca nedenleridir. Unutmayın! Vücudunuz kolay kilo almak, kolayca yağlanmak ama bunları kolay kolay bırakmamak üzere programlanmış son derece akıllı bir makinedir. Eğer kilo sorununuzu çözmek istiyorsanız o makineden gelen seslere kulak verin.İlaçlar kilo aldırır mı?Kilo vermekte zorlanıyorsanız kullandığınız ilaçları da şöyle bir gözden geçirmenizde fayda var. Bazı ilaçlar ne yazık ki kilo almayı kolaylaştırıyor. Bunların ilk sırasında kortizol içeren ilaçlar geliyor. Ne iyi ki hekimler de hastalar da kortizol ihtiva eden ilaçların bu riskini artık çok iyi biliyor. Şimdi en yaygın tehlike depresyon ilaçlarının sorumsuz ve dikkatsiz kullanımı ile ilişkili gibi görünüyor. Bu ilaçlara bir psikiyatri uzmanı, bu konuda deneyimli bir iç hastalıkları hekiminin önermesi olmadan başlamamak gerekiyor. Depresyon giderici ilaçlar, bırakın hekim önerisini bazı hastalar tarafından komşuların önerisi ile bile kullanılır hale geldi. Anti-depresan ilaçların çoğunun kilo aldırdığı doğru ama tedavisi gereken bir depresyon problemi varsa bu ilaçların kullanılması da tıbbi bir zorunluluktur. Dikkat edilmesi gereken nokta bu ilaçlara başlarken bir uzman desteği almak, onları rastgele kullanmamaktır. Eğer "majör depresyon" tedavisi gören biriyseniz kilo alma bahanesiyle ilaçlarınızı asla kesmemeniz gerektiğini de bilmelisiniz. Kilo almayı kolaylaştıran ilaçlar listesine anti- histaminikleri, bazı beta reseptör engelleyici ilaçları da ekleyebilirsiniz.